SÖZCÜ, Irak’la imzalanan ‘Terörle Mücadele Zaptı’nın kritik maddelerini açıklıyor
Türkiye ile Irak arasında terör örgütleriyle mücadelede yeni bir dönem başlıyor. Türkiye ve Irak arasında bu amaçla “Mutabakat Zaptı” imzalandı. SÖZCÜ, bu zaptın içeriğine ulaştı. İki ülke arasında “terörle mücadelenin” yanı sıra, su, ülkelerin kalkınmaları konusunda işbirliğinin önümüzdeki dönemde daha da artırılması ilgili bakanlıklar arasında da yoğun temaslar yürütülecek. 15 Ağustos’ta Ankara’da Türkiye ile Irak’ın Dışişleri ve Savunma Bakanları, istihbarat yetkililerinin bir araya geldiği toplantıdan önemli sonuçlar çıktı. Savunma Bakanları arasında “Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı” da imzalandı. Diplomatik kaynaklar terör örgütünün varlığından Irak’ın da büyük rahatsızlık duyduğunu belirten diplomatik kaynaklar mutabakat metniyle ilgili olarak şu değerlendirmede bulundular:
“Terör örgütünden Irak da büyük rahatsızlık duyuyor. Bu resmi toplantılar da olduğu gibi özel sohbetlerde de sıkça dile getiriliyor. Bölücü örgütün, Irak’ı istismar etmesini istemiyor. Irak, PKK’nın kendi topraklarında yayılmacı bir politika izlediğini çok açık bir biçimde görüyor. Irak’ın kuzeyinde terör yuvaları var. Bunlara son yıllarda Sincar da eklendi. Irak’ı en çok tedirgin eden, PKK’nın Bağdat’a kadar inmesi oldu. Burada, siyasi partilere nüfuz etmeye başladı. PKK’nın kullandığı yöntemler FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine benziyor. PKK güneye indikçe, Araplar da Bağdat yönetimi de karşı karşıya oldukları tehlikenin bir anlamda farkına vardılar.
“YASAKLI ÖRGÜT” OLDU
Irak Merkezi Hükümeti ile atılan kurumsal yapılarla terörle mücadelede önemli gelişmeler olacak. Örneğin 10 ay önce Irak hükümeti, Türkiye’nin ısrarlı taleplerine rağmen PKK’ya yönelik bir adım atmıyordu. PKK bakımından gayri hukuki bir durumu yoktu. Ancak, aralık ayına geldiğimizde PKK tehdidi başladı. Mart ayında, PKK ‘Yasaklı örgüt’ oldu. 15 Ağustos’ta imzalanan mutabakat zaptı ile ilk kez mücadelede hukuki bir zemin oluşturuldu. ‘Terör örgütü ve/veya yasaklı örgüt’ ifadesi aynı cümlede kullanıldı. Sonuçta iki tanım yan yana getirildi. Irak hükümeti PKK’ya bağlı partileri, sivil toplum örgütlerini de yasakladı. Bunların faaliyetleri durdurulacak, mallarına el konulacak.
ORTAK HAREKAT MERKEZİ
Türkiye ve Irak hükümeti arasında ‘Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi’ kurulacak. Bu merkezde bir Türk, bir Iraklı komutan bulunacak. Herkes kendi ordusuna bağlı olacak. Hiyerarşik bir yapı yok. İstihbarat paylaşımı, bilgi paylaşımı ve askeri planlamalar yapılacak. Terörle mücadelenin birlikte yürütülmesini sağlayacak merkez olacak. Başika’daki askeri üs ile de Irak makamlarının kaygıları giderildi. Iraklılar Başika’da askeri eğitim alacaklar. Terör örgütüyle mücadele aşama aşama ilerleyecek. Sonuçta artık 40 yıl öncesinin örgütü yok. PKK, aynı anda birçok hasım ülkeye hizmet eden taşeron ve ipleri başkasında olan uyuşturucudan silah kaçakçılığına her türlü organize suça bulaşmış bir örgüt. Güvenlik toplantısında, PKK ile işbirliği yapan ve ona destek olan Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) açık ve bir biçimde uyarılması da gündeme geldi. Bir çeşit mafya tipi örgütlenmeye giren KYB yöneticilerinin bu tutumu halkı da bezdir. Gelinen aşamada artık KYB, PKK’yı değil, PKK onları kontrol edip yönetiyor. Ankara’nın tavrı net. Atılması istenen adımlar maddeler halinde verildi. Gereken yapılmazsa Ankara tarafından yeni yaptırımlar gündemde gelecek.”
BAĞDAT’A KADAR İNDİ
Toplantıda, PKK’nın Bağdat’a kadar nasıl uzandığı konusu da taraflarca gündeme getirildi. Diplomatik kaynaklar, PKK’nın Irak içinde neredeyse Bağdat’a kadar indiğini, Irak içinde yayıldığını belirttiler. Kaynaklar bu konuşu şöyle açtılar:
“Türkiye, Irak’la yapılan toplantılarda yıllardır, ‘Bölücü terör örgütü topraklarınıza yerleşti, buradan Türkiye’ye saldırıyor. Bu konuda kendilerine üç öneride bulunuyorduk. ‘1- Bölücü örgütle topraklarınızda ya siz mücadele edin, 2- Ortak mücadele edelim, 3- Biz mücadele edelim.’
Türkiye bu kapsamda Irak’ın kuzeyindeki kararlı mücadelesini sürdürdü. Aynı zamanda Irak devletinin topraklarında sorumluluk alması talebinde de har fırsatta söylüyoruz. Irak’ın son 40 yılda yaşadıkları ve sorunları PKK’nın topraklarında yayılmasında etkili oldu.”
40 YIL ÖNCESİNE DÖNÜLÜYOR
Irak’ta olayların bu hale gelmesinde, bir süre öncesine kadar yaşanan yönetim eksikliği, 40 yılı aşkın süredir iç savaştan, işgale kadar yaşanan olayların yaratığı travma. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve Bağdat hükümeti arasında rekabet. İhtilaflı bölgeler meselesi. Anayasada birbiriyle çelişkili maddeler. Gelir paylaşımındaki sorunlar. İstihdam sıkıntısı etkili oldu.
Bu sorunları kullanan bölücü terör örgütü, Irak’a önce yerleşti, sonra da Irak içinde yayıldı. Iraklılar başta ‘PKK Türkiye’nin sorunu. Çözüm süreci ile Irak’a girdiler’ gibi doğru olmayan, tarihsel gerçeklerden kopuk bir yaklaşım içindeydi. Ankara görüşmelerde 90’lardan beri terör örgütünün Irak’ta olduğunu her seferinde hatırlattı. Gelinen noktada Irak’ın yeniden 40 yıl önceki haliyle bölgeye dönme isteği net şekilde görülüyor.”